Aliyev’in ‘barış’ için savaş formulü

Babasının aksine Aliyev, yıllar sonra yayılmacı söylemler ortaya atmanın, bu tip bir siyaset izlemenin doğru olduğuna inanıyor. Bu savrulmasında kuşkusuz, Türkiye’nin desteği ve Rusya’nın bölgedeki siyasetinin de payı var.

ALİN OZİNİAN 18 Ağustos 2021 YAZARLAR

27 Eylül 2020 sabahı açılan ateş ile başlayan ve 44 gün süren İkinci Karabağ Savaşı’nın ardından bugün Ermenistan ve Azerbaycan’ın geldiği noktayı, uluslararası platformda tanınmayan Karabağ Cumhuriyeti’nin hali hazırdaki durumunu ve Rusya’nın pozisyonunu anlamak için biraz ileriye sarmakta yarar var.

İkinci Karabağ Savaşı, 1988’de başlayan Karabağ özgürlük hareketi ile şekillenen Karabağ Cumhuriyeti ve Azerbaycan temas hattında başladı. Başlangıçta karşılıklı devam eden sınır çatışmaları, Türkiye destekli Azerbaycan kuvvetlerinin kademeli olarak ilerleyişi ile, Dağlık Karabağ’ın bir bölümünde ve Dağlık Karabağ etrafındaki yedi rayondaki Ermeni varlığını sona erdirmesi ile sonuçlandı.

Birleşmiş Milletler ve Batılı ülkeler çatışmayı şiddetle kınarken, her iki tarafı da durmaya ve müzakerelere dönmeye çağırdılar. Lakin Azerbaycan kendine ait olan toprakları geri almadan çekilmeyeceğini iddia ederken, Ermenistan tek taraflı silah indirdikleri halde Ermenistan’ı da kaybetme tehlikesi ve etnik temizlik ile karşılaşabileceklerini söylüyordu.

Başarız bazı ateşkes anlaşamlarından ve Şuşi/Şuşa’nın Azerbaycan kontrolüne geçmesi sonrası 9 Kasım 2020 tarihinde, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in arabuluculuğu ile Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve Ermenistan başbakanı Nikol Paşinyan tarafından Ateşkes Antlaşması imzalanarak Dağlık Karabağ bölgesindeki tüm çatışmalara son verildiği açıklandı. Dağlık Karabağ Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Arayik Harutyunyan da çatışmaların sona ermesini kabul etti.

Azerbaycan’ın askerî zaferi ile sonuçlanan savaşın ardından Azerbaycan’ın etkisi altına giren bölgelerde gövde gösterileri ve imar çalışmaları başlatıldı. Savaş sonunda ülke içerisinde siyasi konumunu güçlendiren Aliyev tarafından 10 Aralık 2020’de Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da katılımıyla başkent Bakü’de geniş kapsamlı bir askerî geçit töreni düzenlendi.

Aafer ile gururlanan Aliyev, babasının hayallerini yerine getirdiğini belirtse de, anlaşmanın sonuçlarından ziyade, sebep olacağı gelişmeleri bekliyordu. Savaş-Ganimet Parkı’nın açılışı ya da zaman zaman Ermenistan sınırları içerisindeki “Zangezur, Sevan Gölü ve Erivan’ı” tarihi Azerbaycan olarak niteleyip, “hepsini” Azerbaycan halka geri vereceğinin müjdesi veriyordu.

ATEŞKES BARIŞ GETİRMEDİ

Kısaca, imzalaran ateşkes Azerbaycan ve Ermeniler arasında bir barış anlaşmasına dönüşemedi. Bugün sınır ihlalleri Azerbaycan-Ermenistan sınırına taşınmış durumda. Azerbaycan, Ermenistan genel seçimleri öncesinde yaptığı gibi varlığını ve askeri gücünü Ermenistan’a durmadan hissettirmek, onu aklındaki “Barış anlaşması” için dize getirmek istiyor. Kısaca “ideal barışa” ulaşmak için, Ermenistan’ı yeni bir savaşı başlatmak ile üstü kapalı olsa da tehdit ediyor.

Aliyev savaş sonrası yaşanan uluslararası gelişmelerden memnun değil, önce bunun altını çizmek gerekli. Türkiye’ye söz verdiği halde, Rusya’yı masada Türkiye’nin de olmasına razı edemediği gibi, Rus gücünün Azerbaycan’ın aldığı bölgelerde bulunması tam olarak arzu edilen bir durum değildi. Azerbaycan seneler süresince ancak kurtulabildiği Rus gücünün daha fazlasını, bu galibiyet ile topraklarına yeniden sokmuş oldu.

ABD, AZERBAYCAN’A YARDIMI KESTİ

Temmuz sonunda, ABD’de Demokratlar ve Cumhuriyetçilerin ortak sunduğu “Azerbaycan’a yapılan askeri yardımları kesmeyi öngören” tasarının kabul edilmesi, Türkiye’de ve Azerbaycan’da basına yansımasa ve üzerinde konuşulmasa da diplomatik olarak rahatsız edici bir gelişme oldu.

ABD Kongre üyesi Frank Pallone’nun “Kongre, Azerbaycan diktatörü petrol zengini Aliyev’i ve Ermeni karşıtı rejimini desteklemek için neden mali yardımda bulunsun?” sözleri ile açtığı tasarı teklifi konuşamalarında, ABD’nin 120 milyon $’dan fazla askeri yardımın, “Bakü’deki zalim rejimi cesaretlendirdiğinin” altı çizildi.

ERMENİSTAN RUSYA’YI ÇAĞIRDI

Diğer yandan, Başbakan Paşinyan, Azerbaycan’ın devam sınır ihlallerinin yarattığı güvensizlik ortamından kurtulmak için üyesi olduğu Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü’ne (KGAÖ) başvurması – Ermenistan sınırını Rus askerleri korusun önerisi ve ateşkes ihlallerini başlatan tarafın belirlenmesi için kurulan gözlem misyon raporlarında ihlal eden tarafı ilk defa Azerbaycan olarak rapora yansıması, dengelerin değişmeye başladığının habercisiydi.

11 Ağustos’ta Rusya Savunma Bakanlığının yaptığı yazılı açıklamada, ateşkes ihlalinin Azerbaycan güçleri tarafından gerçekleştirildiği. Rus barış güçlerinin çabaları sayesinde durdurulduğu bildirilildi.

Seçildikten sonra batı ve özellikle Fransa ile askeri ilişki mesajları veren Paşinyan’a Rusya’nın tepkisi savaş esnasından farklı seyretmeye başladı.

KGAÖ Genel Sekreteri Stanislav Zas, 10 Ağustos’da Başbakan Paşinyan ve Savunma Bakanı Arşak Karapetyan ile görüşmek için Yerevan’daydı. Karapetyan’ın, Zas’a Ermenistan’ın KGAÖ’den beklediği desteği bulamadığını aktarması ile, tabir yerinde ise Rusya’dan yeni bir hamle geldi.

RUSYA, ERMENİSTAN ORDUSUNDAKİ REFORMLARI DESTEKLEYECEK

Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu, Karapetyan ile yaptığı görüşmede “Hem ikili hem de KGAÖ çerçevesinde askeri alanda iş birliğimizin geliştirilmesine büyük önem veriyoruz. Ermenistan’ın silahlı kuvvetlerinde reformların hayata geçirmesini desteklemeye devam etmeye hazırız” dedi.

Güvenliğin garantisi olan 102. Rusya üssünün Ermenistan’da bulunduğunu vurgulayan Rusya Savunma Bakanı, “Ermenistan, Rusya’nın Güney Kafkasya’da güvenliğin sağlanması konusunda kilit müttefik ve ortağıdır. Bu bölgede istikrarın sürdürülmesiyle son derece ilgiliyiz.” dedi.

Tüm bu gelişmeler yaşanırken, savaşta galip gelen Aliyev’in daha neyi almak istiyor? Önce buna dikkatlice bakmak gerekiyor.

Aliyev öncelikle küçülse, toprak kaybetse de hala özerkliğini koruyan ve Rusya askeri güçlerinin koruduğu başkent Stepanakerd çevresindeki Dağlık Karabağ’ın tamamına sahip olmak istiyor. Ermenistan’ın son günlerde açıkladığı “Dağlık Karabağ’ın kendi kaderine tayin hakkına saygı duyuyoruz” çizgisinden ise geri durmasını hedefliyor.

ZANGEZUR KORİDORUNDAN HALA HABER YOK

Aliyev’in aynı derecede önem verdiği ikinci konu ise, Syunik’in Meğri şehrinden geçmesini planladıkları ve Nahçıvan’ı Azerbaycan’a bağlayacak “Zangezur koridoru” adını verdiği yolun bir an önce açılması. Lakin bu koridor Ermenistan için güvenliği için büyük bir tehdit oluştururken, İran, Rusya ve Gürcistan tarafından arzu edilmiyor.

Aliyev’in bir diğer öncelikli konusu da, SSCB’den ayrılırken çizilen yeni sınırlardan dolayı oluşan Ermenistan ve Azerbaycan sınır hattındaki anlaşmazlıkların, kendi istediği şekilde çözülmesi, yani kendi baz aldığı sınırların tanınması.

ALİYEV SINIR GERİLİMİ İLE BASKIYI ARTTIRMAYA DEVAM EDİYOR

Tüm bunlar olduğu takdirde, bölgesel bir barışa kavuşabileceklerini söyleyen Aliyev’in sınır hattında yarattığı gerilimin, hatta bazı noktalarda Ermenistan sınırından birkaç km içeri süzülme ve girdiği yerden geri çekilmeme denemelerinin sebebi Ermenistan üzerindeki baskıyı arttırmak.

Sadece sınır hattındaki gerilim değilim, uluslarası hukuka göre ateşkesten sonra iade edilmesi gereken Ermenistanlı esir askerlerin iadelerinin gerçekleşmemesi, askerin iadesi için Ermenistan’ın verdiği mayın haritalarının beğenilmemesinin ve durmadan devam eden nefret söyleminin temel sebebi Ermenistan’ın dize getirilmesinin yanı sıra, içeride savaş sonrasında Aliyev rejiminin halkı konsolide etmek için başvurduğu popülizm olarak görülebilir.

CNN Türk’e verdiği söyleşide “Müzakereler sonuçsuz kalınca savaşı başlattık” diyen Aliyev, “Azerbaycan Kurtuluş Savaşı’nı başlattığı” için uzun süredir mutlu, bu gerçeği uluslarası platformda kendi aleyhine kullanılacağına bilse de yaşadı zafer sarhoşluğu onu durduramıyor.

3 ÜLKE YENİDEN MASADA

Babasının aksine Aliyev, yıllar sonra yayılmacı söylemler ortaya atmanın, bu tip bir siyaset izlemenin doğru olduğuna inanıyor. Bu savrulmasında kuşkusuz, Türkiye’nin desteği, ve Rusya’nın bölgedeki siyasetinin de payı var.

Diğer yandan yaklaşık 3 ay sonra, Rusya, Ermenistan ve Azerbaycan arasında üçlü çalışma grubu 17 Ağustos’da bir araya geldi. Resmî açıklamalara göre “Güney Kafkasya bölgesinde ulaşım iletişiminin yeniden başlaması umutlarını taşıyan” toplantılar yapıldı.

Bölgeyi takıp edenlerin birçoğu Aliyev’in askeri gücünü kullanarak sınır hattındaki huzursuzluklara ve nefret söylemine devam edeceğini, bu agresyonu dış ve iç siyaset malzemesi olarak kullanmaya devam edeceği görüşünde.

Azerbaycan, hali hazırdaki durumda Ermenistan’ın yeni bir savaşı başlatmamak için Azerbaycan’a sınır hattında “gerekenden fazla” tepki vermeyeceğini hesabını yapıyor, haklı da. Tamamen bir barış yerine hızı düşen bir savaş şeklinde seyreden Azerbaycan-Ermenistan çekişmesinde, Azerbaycan’ı bu tarzından vazgeçirecek çözümlerden en önemlisi uluslararası baskı diğer yandan Ermenistan ordusunun Rusya’nın da belirttiği gibi yeni dönemde Rusya’nın desteği ile modifiye olması belki de gidişatı değiştirebilir.

WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com