Cezaevlerinde işkence yapıldığını sık sık duyuyoruz. Özellikle bu sürecin sembolik mekanlarından biri Afyon Cezaevi oldu. Fakat aklımızda ‘acaba bu işkenceler doğru mu, ne kadarı doğru, yalan dolan, abartı var mı’ soruları hep vardı. Maalesef sosyal medyaya düşen her bilgiyi doğrultma imkanı olmuyor. Afyon ile ilgili şüphelerimiz ise tamamen ortadan kalktı. Uzun zamandır ulaşmaya çalıştığım fakat haber alamadığım Afyonlu bir arkadaşıma nihayet ulaştım. Yaklaşık bir yıldır içeride olan Ahmet T., burada yapılan işkenceleri doğruluyor. Kendisi herhangi bir işkence görmemiş fakat, ikisi koğuş arkadaşı olmak üzere işkence gören üç kişinin yaşadıklarını anlattı. Afyon’da elektrik verilerek insanlara işkence yapılıyor. İlk başlarda insanlarda belirgin izler kalırken, şimdi iz kalmaması için daha profesyonel yöntemler geliştirmişler. Bir sivrisinek ısırığı gibi ufak izlerle işkencelerin üstü örtülüyor. Ahmet T., yapılanları şu şekilde anlatıyor:
“Tutuklanmadan önce Afyon’da yapılan işkencelerin bir söylenti, iddia olduğunu sanıyordum. Fakat cezaevine girdiğim gün, hemen benim arkamdan biri geldi. Tabi her gelene soruyorlar, böyle bir muameleye maruz kaldın mı diye. Öncelikle geçiştirdi, sonra biraz ayrıntıları anlattı. Bu arkadaş emniyet yapılanması ile yargılanıyor. Yönetici diye düşündükleri için bayağı zorlamışlar. Önce iddiaları soruyorlar, istedikleri cevaplar gelmeyince iyi polis kötü polis oynar gibi ‘biz şimdi gidiyoruz, özel bir ekip gelecek ve seni konuşturacak’ diyorlar. Daha sonra kafasına poşet geçiriyorlar ve kapıyı açıp kapatıyorlar, fakat ekip aynı. Hem kafasına poşet geçirip, hem omzundan bastırıp nefes alamayacak hale getirdikten sonra sorulara cevap vermesini istiyorlar. Peki yapılanlar sadece bundan mı ibaret diye sordum kendisine. Yok dedi, daha sonra biraz gıdıkladılar diye cevap verdi. Gıdıklamak deyince vücudun çeşitli yerlerine elektrik verildiğini ve bunu da profesyonel yöntemlerle yapıldığını söyledi. Mahkemeye gidip gelirken ya da mahkemeye çıkmadan önce de herhangi bir darp raporu alamıyorsunuz. Çünkü elektrik herhangi bir iz bırakmıyor. Sivrisinek ısırığı kadar gibi bir iz kalıyor. Geride iz bırakmayacak kadar profesyonel teknikler kullanılıyor.
Yine aynı koğuşta bizden 3-4 ay önce tutuklanmış başka bir arkadaş vardı. Yaşadıklarını şöyle anlatmıştı: ‘Ben Afyon’a 4-5 saatlik mesafeden getirildim. Yol boyunca polislerle gayet iyiydik, kötü muamele görmedim. Ne zamanki Afyon’a geldik, arabadan indik. Komiserlerden biri, beni getiren polislere ‘Arkadaşı gıdıkladınız mı?’ diye sordu.’ Bu arkadaş, sorgu esnasında ağır işkencelere maruz kalmış. Sorgudan sonra ilk başlarda uyuma zorlukları ve psikolojik rahatsızlıklar yaşamış. Ben kendisine tam olarak ne yaptıklarını soramadım, çünkü içerinin psikolojisi farklı. Yani ilk yapılan sorgularda işkencelerin izleri kalmış, o zaman herhalde profesyonel çalışamamışlar, ama daha sonraki sorgularda iz bırakmamayı da öğrenmişler.”
İşkenceler, daha önce emniyet müdürlüğünde ya da savcılıkta görev yapmış insanlara uygulanıyor. Afyon TEM Şube’den Talat Eryılmaz işkencelerden sorumlu isimlerinden biriydi. Adı deşifre edildikten sonra Hakkari’ye tayini çıktı fakat Afyon’da kurduğu sistem devam ediyor.
Ahmet T.’nin anlattığına göre işkence görenler, artık yaşadıklarını anlatmak da istemiyorlar. Çünkü kimse iddialara inanmıyor, bunların hâlâ 12 Eylül 1980’de kaldığını, 2018’e olamayacağını düşünüyor.
